Modern Futbolun Babası: Viktor Maslov

2. Dünya Savaş'ından sonraki yıllara baktığımızda, futbolun zaman içinde daha hızlı oynanmaya başladığını görüyoruz.Dönemin teknik kapasitesi yüksek oyuncuları, top sürme yetenekleriyle ön plana çıkıyordu. Bundaki en önemli sebeplerden biri, elbette oyuncunun yeteneği dışında, rakip oyuncuların bu yıldızlara hareket kolaylığı tanımasıydı. Günümüz futbolunda ise Garrincha ve Stanley Matthews gibi muhteşem top sürme üstatları bulunmamakta. Bunun nedeni yetenekli oyuncuların artık var olmaması değil, rakibin bu tür oyunculara izin vermeyecek şekilde oynaması.

Kısaca, modern futbolu eskisinden ayırmaya yarayan önemli unsurlardan birisi, oyun alanını daraltmak, bir diğer deyişle pres yapmak olarak kabul edilebilir. Futbol tarihi boyunca pres yapan takımlar, diğerlerine nazaran daha başarılı olsalar da, bu taktiğin yayılması oldukça düzensiz olmuştur. Örneğin, Almanya'da 90'larda kendine yer bulmayı başarmış. Lobanovski Dinamo Kiev'de, Michels Ajax'ta presten yıllarca faydalanmasına rağmen, Sacchi'nin Milan'da uyguladığı sistem tüm Avrupa'yı etkiledi. Elbette futbolun gelişiminden birçok isim sorumlu olsa da, bu sorumluluğu bir kişiye yüklememiz gerektiğinde söyleyeceğimiz isim, Viktor Maslov olur.

1910'da Moskova'da doğan Maslov, futbolculuk kariyerinde Sovyet liginin önemli oyuncularından birisi haline gelmiş. 1942'de futbola nokta koyduktan sonra teknik direktörlük kariyerine Torpedo Moskova'da başlamış. Burada birkaç farklı dönem geçirmiş, 1957-1961 arasında önemli başarılar kazanmış. 2 kez ligde 2.lik, 1960'da olmak üzere de kulübün ilk şampiyonluğunu kazanmasında rol oynamış. Sovyet futbolundaki asıl ağırlığını ise 1964'te Dinamo Kiev'e giderek koymaya başlamış Maslov.

1960'lı yılların başında Sovyetler Birliği de dünyadaki akıma kapılarak 4-2-4 dizilişini benimsemeye başlamıştı.Sovyetleri 1956 Olimpiyatlarında ve 1960 Avrupa Şampiyonasında W-M dizilişiyle şampiyon yapan Kachalin, 1958 Dünya kupasında Brezilya'nın muhteşem bir şekilde uyguladığı 4-2-4'ün etkisinde kalmıştı. Sistemde değişiklik yapmak isteyen Kachalin, başta Sovyetlerin desteğini alsa da, 1962 Dünya Kupasında çeyrek finalde elenmenin ardından koltuğu Konstantin Beskov'a bırakmıştı. Buna rağmen, Brezilya öyle başarılıydı ki, Beskov da sistemi sürdürme konusunda ısrar etmişti.

Maslov ise, oyunu okuma konusunda Beskov'dan bir adım öndeydi. Sir Alf Ramsey gibi, Maslov da Brezilya'da Zagallo'nun görevini çok iyi kavramıştı. O dönemler Brezilya'nın sol açığı olan Zagallo sık sık geriye gelerek orta sahayı üçlerken, Maslov bunu bir aşama ileri götürerek sağ açığı da orta sahaya çekme fikrini geliştirmişti. Bu yüzden 4-4-2'nin mucidi olarak Maslov anılır.

Maslov hücumdaki kanatları orta sahaya çekerken, takımın yaratıcı gücünün azalmamasını da sağlamıştı. Kariyerine forvet olarak başlayan Andriy Biba, Viktor Serebryanykov ve Josef Szabo gibi isimler, Maslov döneminde birer orta saha oyuncusuna evrilmişti.

Maslov'un ülke futboluna katkılarından birisi de yaratıcı oyun kurucuların oyuna adapte edilmesiydi. O dönem Sovyetler Birliği'nde de oyun kurucu olabilecek oyuncular olsa da, oyunun özellikle defansif yanına katkı vermemekteydi. Maslov da buna çözüm olarak alan savunması fikrini uygulamaya koydu. Brezilya'nın 1958 ve 1962 şampiyonluklarında önemli bir rol oynayan ve Didi'nin önderliğinde uygulanan bu taktik, başta Sovyetler Birliği'nde rağbet görmemişti. Alan savunmasındaki zorluk, iyi bir organizasyona ve savunma oyuncularının arasındaki iletişime bağlı olmasındaydı. 1966 Dünya Kupası öncesinde Nikolai Morozov milli takımda alan savunmasını uygulamak istese de alınan kötü sonuçlar, takımın oyun anlayışını oldukça etkilemişti. Dönemin başarılı takımı Herrera'nın İnter'inde olduğu gibi savunma anlayışına sahip bir oyunla 1966 Dünya kupasında yarı finale kadar yükselmeyi başarmıştı Sovyetler Birliği.

Buna rağmen, Maslov alan markajında ısrarlıydı. Hatta adam markajına dair şunlar söylemişti: "Adam markajı, bunu uygulayan oyuncunun moralini olumsuz etkiler ve hatta küçük düşmesini sağlar". Biba'yı oyun kurucu olarak oynatan Maslov, bek oyuncularının ataklara katkıda bulunması için bir oyuncusunu savunmanın önünde görevlendirmişti: Vasili Turyanchyk, Sovyet futbolundaki ilk defansif orta saha. Macarların altın takımında Zakarias gibi, hem rakip ataklarına karşı savunmada rol alırken, hem de takımının ataklarının oluşmasında görev alıyordu.

Her şeyden önemlisi, Turyanchyk'in görevi, takımın pres yapmasında önemli bir yere sahipti. 1966 yılında Maslov yönetiminde şampiyon olan Dinamo'da orta saha oyuncuları rakibe pres yapan, onları boğan bir anlayışa sahipti. Hatta takımın bu şekilde oynaması, Moskova basınını da oldukça şaşırtmıştı.

Pres yapmak için elbette takımın "fitness" seviyesinin yüksek olması gerekiyordu. Oyuncuların profesyonel olmayı bilmeleri, beslenmelerine ve kondisyonlarına dikkat etmeleri çok önemliydi.
Pres ve alan savunmasının gücü, Maslov'un görevde olduğu yıllarda açıkça görülmeye başlamıştı. Dinamo, 1966 yılında 36 maçta 17 gol; 1967'de 36 maçta 11 gol ve 1968 senesinde 38 karşılaşmada 25 gol yemişti. Dönemin usta spor yazarları, Alan savunması ve presin adam adama savunmadan çok daha etkili olduğu konusunda fikir birliğine varmıştı.

Maslov, sistemini bir adım daha ileri götürmeyi amaçlıyordu. İnanıyordu ki gün gelecek, 2 forvet yerine ileride yalnızca bir oyuncuyla oynamaya başlayacaktı takımlar. Ayrıca, takımına oynattığı 4-4-2, saha içinde çeşitli değişikliklere açık bir haldeydi. Oyuncular, sık sık pozisyonlarını değiştirmekte, bir oyuncu diğerinin yerini doldurabilmekteydi. Dönemin önemli oyuncularından Szabo, takımının yarattığı sistemin Total futbolun bir prototipi olduğunu söylüyordu.

1970'te başarısız olan Dinamo'da fatura Maslov'a çıkarılmıştı. Takıma ilk geldiğinde elinde çok iyi gençler vardı ama yıllar geçtikçe takımın alt yapısı başarıya yetmemişti. Dinamo döneminden sonra eski kulübü Torpedo ve Ermeni kulübü Ararat Yerevan'da görev almıştı. Kupalar kazanmasına rağmen, bir daha Dinamo dönemindeki başarıları tekrarlama şansını elde edemedi.

Oyuncularına babaları gibi yaklaşan büyükbaba lakaplı bu efsanevi antrenör, 1977 yılında vefat etti. Eğer Batı Avrupa'da yaşamış olsaydı, futbol tarihindeki yeri bambaşka olurdu.

Kaynak: Inverting The Pyramid-The History of Football Tactics (Jonathan Wilson)

Yorumlar